İstanbul’da
denize girme taraftarı olmadığım için bu bunaltıcı sıcak havaları hissetmeden
gezilecek en güzel yerlerden birini tanıtmaya çalışacağım. Saray hakkındaki tüm
bilgiler sarayda bizleri gezdiren rehberin anlattıklarından aklımda kalanlarla derlenmiş
olan bilgilerdir. Sürçi lisan varsa af ola.:J
II. Mahmud (1808–1839)
döneminde yapılan ahşap sarayın yanmasıyla Sultan Abdülaziz,
1863–1865 yılları
arasında mevcut sarayı ve ek binaları yaptırmıştır.
Beylerbeyi Sarayı yazlık
bir saraydır.Bundan dolayı sarayın hiçbir yerinde ısınma ile ilgili tertibat
görülmemektedir. Saray deniz kenarında olduğundan rutubet ve neme karşı sarayın
tüm yer döşemeleri hasırla kaplanmıştır.
Saray özellikle yabancı devlet misafirlerinin ağırlanmasında
kullanılmıştır.
Sultan II. Abdülhamid de
tahttan indirildikten sonra hayatının son altı yılını burada geçirmiş ve 1918
yılında bu sarayda vefat etmiştir.
Saray Tünel -Haremlik-Selamlık
-Üst Bahçede Sarı Köşk, Mermer Köşk ve saltanat atlarını
barındırmak amacıyla inşa
edilmiş Ahır Köşklerinden
meydana gelmektedir. Ayrıca Haremlik ve Selamlık bahçelerinde Deniz
Köşkleri bulunur
Sarayın ana kapısından
ilk girişte sol tarafta tarihi bir çeşme bulunur. Buradan yola devam
edildiğinde Tünel’e giriş yapılmaktadır.
GİRİŞTEKİ ÇEŞMETÜNELİN GİRİŞİ
TÜNELİN İÇİ
TÜNELİN İÇİNDEKİ ÇEŞME
Tünel: Tünel, Sultan II.
Mahmud tarafından 1829–1832 yılları arasında yaptırılmıştır. Tünel, 1973’e
kadar Üsküdar’ı Beylerbeyi semtine bağlayan bir karayolu olarak kullanılmıştır.
Günümüzde tünel, tarihi işlevinin yanı sıra çeşitli kültürel ve sanatsal
etkinlikler için de kullanılmaktadır.
Tünelden sarayın bahçesine çıktığımızda sol taraftaki rampa
bizi Mermer Köşk ,Sarı Köşk ile Ahır köşk’ünün ve büyük bir havuzun bulunduğu
Üst bahçeye götürür.Bu köşkler restorasyon nedeniyle maalesef kapalı
bulunmakta.
Mermer Köşk: 1829–1831 yılları
arasında Sultan II. Mahmud tarafından av köşkü olarak yaptırılan, içinde havuz
ve sebili de bulunan Mermer Köşk, ismini dış duvarlarının mermerden yapılmış
olmasından almaktadır.
SELAMLIK BAHÇESİNDEKİ DENİZ KÖŞKÜ
Bahçenin tam ortasında SELAMLIK olarak kullanılan büyük
binanın girişi bizi karşılar. Girişin iki yanında aslan heykelleri bulunmakta.
Saray rehber eşliğinde gruplar halinde gezilmekte ve rehber sade,anlaşılır bir
dille akılda kalacak şekilde bilgi vermekte. Rehberlik hizmeti ziyaretçilere ÜCRETSİZ olarak verilmektedir.
Saray 30 odadan
oluşmaktadır. Yazlık bir saray olduğu için Sarayın yer döşemeleri hasırlarla kaplıdır. Halılar ve perdeleri
Hereke dokumaları olup mobilyalar
Fransızdır.
İlk girişteki soldaki
oda BAŞ
MABEYN ODASI’dır. Bu odanın yanında VEZİRLERİN ODASI bulunmakta. Buradaki holden Hünkar dairesinin (yani haremin )alt katı olan HAVUZLU SALON’ a geçilmekte. Salonda
gösterişli avizeler, şamdanlar, koltuk takımları bulunmakta. Saraya elektrik
1912 yılında gelmiştir. Bu zamana kadar avizeler ve şamdanlar gaz ile
çalıştırılmıştır.
Salonun tavanı da
eşyalar kadar gösterişli ve muhteşem işçiliğe sahiptir. Tavanda gemi resimleri ve
denizcilik figürleri kullanılmıştır. Salonda bulunan havuzun ve çeşmenin ferahlık versin diye yapıldığı bilinmektedir.
Havuzun arkasında heykeli yapılan İlk ve Tek hükümdar olan Abdülaziz’in heykeli
bulunmakta. Ayrıca müziğe ilgisi olan ,beste yapan hükümdarın piyanosu da bu
salonda sergilenmektedir.
Selamlık bölümünden
sadece padişah’ın kullandığı koridoru kullanarak HAREM bölümüne geçildiğinde
sadece hanımların kullandığı çok sade ve gösterişsiz olan çay kahve salonu bulunur. Yine Sultan Abdülhamit sürgün yıllarını eşiyle
beraber bu kattaki odada geçirmiştir.
HAREMİN DIŞTAN GÖRÜNÜŞÜ
Üst kat da ise ; bu
sarayda yaşayan tek valide sultan olarak tarihe geçen Valide Pertevniyal Sultan’ın yaşadığı bölüm
bulunur. SEDEFLİ SALON diye de
anılmaktadır.
Odada bulunan sedefli eşyalardan dolayı
bu isim verilmiştir. Bu salonda da Altın
yaldızlı koltuk takımları mevcuttur. Valide sultanın çalışma odası , wc, yatak
odası ,misafir salonu ve hamamı da bu katta yer alır. Ayrıca valide sultan’ın çok özel misafirlerini ağırladığı KIRMIZI ODA’ da yine bu kattadır. Kullanılan eşyalarda kırmızı renk
tercih edildiği için bu isimle anılmıştır.
Selamlığın üst katında olan
(harem
)
Hünkar dairesi’nin olduğu (yani selamlıkta bulunan
havuzlu salon’un üstü )yerde bayramlaşmaların
yapıldığı MAVİ SALON (bayramlaşma salonu ) bulunur. En büyük halı olma özelliğini
taşıyan Tek pare hereke dokuması olan 140m2 lik bir halısı vardır.
Sultan Abdülzaziz’in
yatak odası ve hamamı da yine bu kattadır.
Saraydaki tek parke
döşemesi olan , en üst düzey ziyaretçilerin kabul edildiği PROTOKOL KABUL ODASI ile yan tarafta mescid
olarak kullanılan oda bulunmaktadır. Bu katta sadece erkeklerin kullandıkları
çay kahve odası da mescidin diğer köşesinde yer almaktadır. Yine
bu katta SONSUZ AYNALAR diye adlandırılan ve
simetrik şekilde yerleştirilmiş aynalar bu salondadır.
Sarayın çıkış yönündeki
bahçesi HAREM bahçesi olarak adlandırılır ve burada deniz tarafında DENİZ KÖŞKÜ yer almaktadır. Bu
bahçenin de ortasında bir havuz olup etrafı çeşitli hayvan figürleri ile
süslenmiştir. Burada yazlık ve kışlık olmak üzere bir kafeterya hizmet
vermektedir. Ayrıca kafeterya’nın kışlık binasının yanında bir satış mağazası
bulunmakta.
HAREMİN BAHÇESİNDEKİ DENİZ KÖŞKÜ
KIŞLIK KAFETARYA
HEDİYELİK EŞYA SATIŞ MAĞAZASI
KIŞLIK KAFETARYANIN İÇİ
ÇIKIŞ YOLU
ÇIKIŞ KAPISI
Sizi bilmem ama benim Beylerbeyi
gezimden sonra ki rotam Ihlamur Kasırları.
Orada görüşmek üzere.